Köşe Yazıları
Ayşe Böhürler
21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar
Politikada etik, kültür ve felsefe gibi geniş bir başlığı bir panel çerçevesinde konuşabilmek elbette mümkün değildi, ancak yıllar sonra 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu’nda (PNP Forum) yeniden gördük ki, bunları konuşmaya bir yerlerden başlamak gerekiyormuş. Uluslararası ve Türk konuşmacıların bir arada olduğu felsefi tartışmalar sadece bizim için değil İslam dünyası için de ufuk açıyor.
Ak Parti tarafından Numan Kurtulmuş başkanlığında 21. yüzyılın değişen paradigmalarını ele alan Güney Afrika’dan İsrail’e Ukrayna’ya, Amerika’ya, Rusya’ya , Gürcistan’a, Sırbistan’a, İngiltere’ye, İtalya’ya, Somali’ye, Azerbaycan’a pek çok uzmanın ve siyasinin konuşmacı olduğu dokuz başlığın yer aldığı uluslararası toplantı hepimiz için son derece ufuk açıcıydı.
Her şeyden önce kendi sahalarında uzman düşünür, akademisyen, strateji merkezi yöneticilerinin Ak Parti’nin önde gelen yöneticileriyle ve gençlerle buluşmasının oluşturduğu ortamın; siyaset ve fikir insanlarının bir araya gelmesinin müthiş bir sinerji meydana getirdiğini söylemek istiyorum. Sadece titiz bir çalışmayla belirlenen konuşmacılarımızın değil moderatörlerimizin siyasi ve entelektüel birikimleriyle Forum’a sağladıkları katkılar da çok kıymetliydi.
4-5 Kasım’da İstanbul’da düzenlenen bu organizasyon geniş bir yelpazede pek çok kişinin emeği ile ortaya çıktı. Numan Kurtulmuş başkanlığında genel merkez başkan yardımcılarımızdan Efkan Ala, Mustafa Şen, Hamza Dağ, Vedat Demiröz ve Mahir Ünal, Ahmet Büyük gümüş başta olmak üzere, gençlik kollarından kadın kollarına, İstanbul İl Başkanlığı’ndan ilçe teşkilatlarına herkesin bir ucundan tuttuğu bu fikir platformunun bir dayanışmayla ortaya çıkması çok memnuniyet vericiydi.
Bu projeye inanan ve en başından itibaren bizden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Cumhurbaşkanımız’a tüm organizasyon ekibi adına teşekkürü bir borç bilirim. O’nun da konuşmasında altını çizdiği şekliyle “Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar…” sözünü kendi siyasi tarihinde yaşamış ve yaşatmış bir hareket olarak 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu’nun dünyada değişen paradigmalar etrafında bir yenilenmeye de sebep olacağına inanıyorum.
Güçlü bir Türkiye’nin dünyada huzur için olmazsa olmaz bir sacayağı olduğunun bilinci ve inancıyla, bu Forum ve devamındaki çalışmaların hayırlara vesile olmasını diliyorum.
……………….
Yurtdışından gelen konuşmacıların hepsi yurtdışında yansıtılan Türkiye imajının buradaki ortamı yansıtmadığını söylediler. Bu vesileyle Türkiye’nin kendi gerçeğini dışarıya yansıtması için çok farklı sahalarda çalışmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Akademi de bunun başında geliyor. Modern Türkiye tarihi üzerine mutlaka ve mutlaka uluslararası bir yayın ortaya konulmalı. Bernard Lewis’den bu yana bu konuda bir kitabın yazılmamış olmamasını bir eksiklik olarak görüyorum. Cumhuriyet’in 100 üncü yılı için bir modern Türkiye tarihi yazım çalışmasının. Önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu Forum’da modern dönem İslam düşünürlerinden İbrahim Musa (Eraheem Moosa) ile tanışmak çok kıymetliydi. “Bugünkü gerçeklikle başa çıkabilmek için İslam anlayışının güncellenemediğini düşünüyorum.“ diyen Musa, İslam ve sekülerlik üzerine yorumlarıyla önemli bir düşünür, mutlaka takip etmeliyiz.
Singapur’dan gelen Kemaluddin M. Nasır ve Prof. Masooda Bano Müslüman toplumlarda gençlik üzerine çalışan iki kıymetli akademisyen olarak dikkat çekiciydi. Oxford’dan Prof. Bano’nun “İslam toplumlarında gençleri etkileyen değişim dinamikleri neler? İslam bu dinamiklerinden nasıl etkileniyor?” sorusuyla karşılaştırmalı olarak beş ülkede yürüttüğü çalışmalar ve modernleştirici bir öge olarak gördüğü Diyanet İşleri Başkanlığı üzerine çalışmasını oldukça önemli buldum. Bu Forum’da konuşan İbrahim Resul, Abdülwahhab El Efendi’nin konuşmaları da çok ilham vericiydi.
Yeni yüzyılda barış adına kadınlar daha öne çıkacak gibi görünüyor. Sırbistan’dan Radmilla Nakarada ve nükleer tehlikeye dikkat çeken Amerika’dan Ivana Nikolic ve Pakşistan’dan Rabşia Akhtar önemli isimler olarak dikkatimi çekti.
Siyasetin içinde her şey çok hızlı değişirken istikrar ve adaletin temel sabit olduğuna dikkat çekilirken, siyasetten en önemli beklentinin “insani gelişmeyi teşvik etmesi ve bunu yaparken de insan haysiyetini koruduğunu hissetiremesi” olduğu pek çok konuşmacıda ortak nokta olarak ortaya çıktı.
Forum’da öne çıkan önemli öneri gelecek olan dünyanın risklerine karşı bir “Türk etik konseyi” kurulması fikriydi. Yeni bir siyasal tahayyüle ihtiyaç hisseden bir dünyada siyasetin bir sanat olduğunu hatırlatan, “siyaset felsefesi ahlaktır “diyen, siyasetin adalet temelli bir anlam inşasına katkı sağlayacağına inanan konuşmaların tamamını PNP Forum YouTube hesabından izleyebilirsiniz.