Türkiye'nin Kadın Meseleleri
Kadın yazarlar, sanatçılar, milletvekilleri, iş insanları, STK başkanları, aktivistler; siyaseti, bilimi, dini kimliği, modernleşmeyi, sosyal hayatı, şiddeti, çabayı, sorunları ve çözümleri kadın perspektifinden anlatıyor.
Türkiye’de Kadın Belgeseli Röportajları. Tarih : 2007 - 2008
Dilek Hanif
“Katiyen Feminist Değilim”
Dilek Hanif yeniliklere açık ama Türkiyeli kimliğini kıyafetlerine yanıştan, Türk modasını uluslararası platformlarda temsil eden bir modacı. ‘Kadının kendi başına çalışıp kendi başına üreten bir insan olması’ gerektiğine inanıyor.
İş hayatıma ilk başladığım zaman hakikaten çok zorlu bir süreçten geçtim. Çok küçük bir banka kredisiyle işe başladım. 100 metre karelik bir atölyem vardı.
Tekstil alanında bir yere gelebilmek için gerçekten çok emek harcamak, çok yaratıcı olmak lâzım. Bunun yanında bir de finans durumunu götürmeniz gerekiyorsa bu ikisini bir arada yapmak gerçekten çok zor. Ama çok isteyerek yaptığım ve kendime güvendiğim için hiçbir zaman yılmadım. Kadın olduğum için zorluk çekmedim.
Ben kişiliğimi bir şekilde koleksiyonlarıma yansıtıyorum. Kadının güçlü olmasını ve diğer insanlarla eşit konumda tutulmasını içimde yoğun bir şekilde hisseden ve bunu yaşayan bir insanım. Yani benim hayat felsefemde bu var. İşimi kurarken eşimden hiçbir destek almadım.
Paris’te Hodri Meydan
Paris kültür haftasına müracaat ettiğimde oraya katılan ilk Türk tasarımcı olduğumu bilmiyordum. Sadece yaptığım işte hangi noktaya geldiğimi görebilmek için Paris’e gitmek istedim. Couture sadece Paris’te düzenlenen bir organizasyondur. Yani hazır giyim haftaları gibi her yerde yapılan organizasyonlardan değil.
Orada Türk olduğumuz için bizden bir çok şey istediler. Önce koleksiyonlarla ilgili bilgi istediler. Bunlar onaylanmadan önce gelip, gerçekten couture işi yapılıp yapılmadığını anlamak için atölyeyi görmek istediler. Buna ikna oldular, ondan sonra biz koleksiyonu hazırlayıp Paris’e gittik. Oraya kendi imkânlarımla gittim, yanımda hiç kimse yoktu. Defilemize büyükelçilikten bile gelen olmadı. Ama Türkiye’yi tanıtıyor olmaktan da çok büyük gurur duydum. Gerçekten de çok başarılı bir defile oldu. Osmanlı’dan esinlenerek hazırlamış olduğum bir koleksiyondu. Bu çok fazla dikkat çekti.
Paris, iş kariyerimdeki çok çok önemli dönüm noktalarından birisidir. Onun hemen arkasından Lizbon, ardından Stockholm’de defileler düzenledik. İlkini ben kendi imkânlarımla yapmıştım, sonraki iki defileyi Dışişleri Bakanlığı’nın oralardaki elçiliklerinden gelen davetler üzerine yaptık.
Katiyen Feminist Değilim
Katiyen feminist değilim ama kadınların daha güçlü olması gerektiğine inanıyorum. Kadın özgürlüğünün anlamı bana göre kadının kendi özgür iradesi ile hareket edebilme özgürlüğüdür. Özgürlük insanın kendi kararını kendisinin verebilmesidir bana göre.
Genel olarak baktığım zaman Türkiye’yi bir çok konuda Batılı olarak görüyorum. Önümüz çok açık. Kendime baktığım zaman zaten Batılı olduğumu görüyorum. Kadın-erkek eşitliğine inanıyorum. Kadının kendi başına çalışıp kendi başına üreten bir insan olması gerektiğine inanıyorum. İki tane kız çocuğum var onlara doğrusunun bu olduğunu anlatıyorum.
Ülkemi çok seviyorum. Türk olmaktan gurur duyuyorum. Türkiye’de yaşamaktan, kadın olmamdan çok keyif alıyorum. Ama tabii ki kendimi Batı’ya yakın görüyorum. Aslında kendi toprağımda, kendi ülkemde Türk olarak nasılsam öyle olmalıyım. Yani, ona yakın buna yakın fikri de bana göre hoş bir şey değil. Biz buyuz. Birilerine yakın olmamız ya da birilerini bizi benimsemesi gerekmiyor. Biz onları benimseyelim. Çünkü biz güçlü bir ülkeyiz. Kendi gücümüzü kendi yerimizi bilmeliyiz. Bugün bir Türk tasarımcı olarak yaptığım her türlü işte kendimden her zaman emindim.
Kendim olmaktan ve ülkemi temsil etmekten çok büyük keyif aldım. Çünkü Türk insanın son derece önemli özellikleri olduğunu düşünüyorum. Türk insanın olduğundan çok daha iyi yerlerde olması gerektiğine inanıyorum. Önemli olan bizim kendi içimizde, birbirimize sahip çıkmamız; kendi gücümüzün farkında olabilmemiz.
Türkiye’nin kendini daha çok tanıtması, daha doğru ifade edebilmesi gerekiyor. Avrupalıların Türkiye’yi yeterince tanımadıklarını düşünüyorum.
Ben Müslümanım. Annem Ermeni babam Türk. Böyle bir ailede yetişmiş bir çocuğum. Ben tabii ki babamın dinindenim. Annem bu konuda bize baskı yapmadı. Allah’a çok büyük inancım vardır. Bir insan, Tanrı inancı olmadan yaşayamazmış; ben öyle düşünüyorum.