Avrupa, Mülteci ve İslam Karşıtlığı

Avrupa'nın Mültecilerle İmtihanı belgeseli için görüştüğümüz Avrupa'da 'sağduyu' sahibi akademisyenler, göç uzmanları, yardım gönüllüleri, mülteciler ve İslam karşıtlığını sorguluyor.

Röportajlar Yunanistan, Makedonya, Avusturya, Hollanda, Almanya ve Danimarka'da 2016 yılı içinde yapılmıştır.

Vahit Köroğlu

Vahit Köroğlu

Ne oldu da mülteci karşıtı oldular?

“Bosna Savaşı’ndan sonra mülteci akını olduğunda halk tepki vermedi. Şimdi yakınlarına mülteciler yerleştirilince protesto eden insanlar var”

Vahit Köroğlu 39 yaşında, Hollanda’nın Leiden şehrinde yaşıyor. Çok erken yaşta Hollanda’da siyasetle ilgilenmeye başlamış. genç bir politikacı. Liberal, çevreci bir parti olan D66 partisini temsilcisi olarak Leiden Belediye Meclisi üyesi ve eğitim, spor mültecilerle ilgili komisyon başkanı olarak görev yapıyor.

 

Mültecilerle yoğun ilgileniyorsunuz. Hollanda’ya gelen bir mülteci hangi süreçlerden geçiyor?

Mülteciler Hollanda’ya gelmeden önce uzun bir yol sarf etmiş oluyorlar. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden dolaşıp son durak olarak belirli bir ülke seçiyorlar. Hollanda’ya geldiklerinde ilk yazışmalarını yaptığımız bilgilerini aldığımız bir nokta var. Orada ilk yazışmaları yapılıyor. Burada yol haritasında başlarından ne geçtiğini anlattıkları memurlar var. Onlar ilk etapta dosyaları hazırlıyor ve ondan sonrada dağıtımları oluyor. Hollanda’nın çeşitli yerlerinde olan büyük kamplara gidiyorlar. Bu kamplar 90’lı yıllarda, Bosna savaşından sonra yoğun bir mülteci akını olduğunda kurulmuş. Mülteciler burada Hollanda da kalıp kalmayacağı kararını bekliyorlar.

Irak, Afganlıların veya başka ülkelerden gelenlerin şansı var mı?

Onların durumları daha farklı. Çünkü Hollanda da bildiğiniz gibi mülteci yasasından yararlanabilmek için terkedilen ülkede gerçekten bir problem olduğunun ispat edilmesi lazım. Orda yani sizin geri dönmenizde gerçekten bir hayati tehlikenin ispatı gerekiyor. Bu ispat yoksa o zaman Hollanda hükümetinin size burada kalma izni vermesi çok zor. Genele baktığımızda akımın nerdeyse %67’si Suriye den geliyor ama diğer ülkelerden gelenler de var Afganlısı var İranlısı var Somalilisi var şuan Fas gibi ülkelerden bile akın olmaya başladı. Hak talep edenler var. Diyelim prosedürünüz tamamladı veya burada kalmaya hak sahibi oldunuz o şekilde bu merkez dağıtım yeri sizi bir belediyeye aktarıyor. Bu Leiden şehri de olabilir, başkası da, Leiden şehri bakanlık tarafından belirlenmiş sayı oranında mülteci almak zorunda. Leiden geçen ay 600 mülteci kabul edildi. Bu gönderilen mültecilere biz kendimiz Leiden çapında bakıyoruz. Biz bu insanları yeni Leiden’li olarak görüyoruz çünkü bu insanlar başka bir yere gitmeyecek. Leiden de kalacaklar. Buraya geldiklerinde bizim bunları yerleştirme mecburiyetimiz var. Sorun burada başlıyor. Bizde mevcut 600 tane ev yok bu insanları hemen derhal yerleştirme imkanımız da yok. Diğer taraftan ev bekleyen diğer insanlara da haksızlık etmiş oluyoruz. Bizde bu merkezi dağıtım sistemine benzer lokasyonlar belirledik şehrin içinde bu insanları dağıttık 50 şer 100 er 150 şer boş binalara, daha önce ofis, okul olarak çalışmış yerlere verdik.

Hangi haklara sahip oluyorlar?

Buraya yerleşen bir mülteci burada bütün haklardan yararlanabiliyor. Eğitim hakkı uluslararası bir hak derhal bundan yararlanabiliyorlar, çalışma hakkına sahip oluyorlar. Dil eğitimi mecburi bunun için ödenek alıyor. İş bulana kadar geçimlerini sağlayacak 800-1200 euro arısında bir maaş alıyor. Ayrıca çocuk parası da alıyorlar, sosyal sigortaları yapılıyor, sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyorlar.

Çalışabiliyorlar mı?

Çalışma haklarına sahipler ama işe girmeleri için önce ortama uyum sağlamaları lazım. Kendi evlerine yerleşmedikleri için işveren işe almaz. Belediye olarak bizim için önde gelen; bu insanların buraya yerleşmesi, dili öğrenmesi, en kısa zamanda ülkeye nasıl entegre edileceğine ilişkin konulardır. Biz bunun üzerine çalışıyoruz, yardımı sosyal kurumlar yapıyor. Bu insanların bu ortamı kavrayabilmesi için çalışıyoruz, eve kapanmaması noktasında sivili kuruluşlar devreye giriyor.

Mültecilerin Müslüman olması toplumda nasıl bir etki oluşturuyor?

Belediye’nin görevleri açısından Müslüman olmaları hiç bir sorun teşkil etmiyor. Ama toplumda maalesef sorunlar yaşanıyor. Hollanda’ya genel anlamda baktığımızda Müslümanlar bayağı zor günler yaşıyorlar. İç savaştan kaçan mültecilerin Avrupa’ya akın etmesiyle DAEŞ ve terör karıştırılıyor ve ister istemez ortamda gerginlik yaratıyor. İki ayrı dosya bir dosya olarak sunuluyor.

Toplumda mültecilere tepki var dediniz. Ne yapıyorlar?

Normal şartlarda bir mülteci akını olduğunda halk tepki vermezdi. Balkan savaşını buna örnek olarak verebiliriz. İlk defa tepkiyle karşılaşıyoruz. Şimdi evlerinin yakınındaki binalara mülteciler yerleştirilince tepki veren, protesto eden insanlar var.

Almanya’da kurulan PEGIDA gibi bir örgütün burada etkisi var mı?

PEGIDA Hollanda’ya da dağılmış durumda. Hollanda’nın çeşitli kentlerinde daha önce kampanyalar falan yaptı. PEGIDA’ya benzeyen birde siyasetçimiz var Wilders. Özellikle İslam üzerinden siyaset yapıyor, İslam tsunamisinden, istilasından söz ediyor ve şu an ki mülteci sorunuyla Müslümanları tek bir dosyaya bağlamakla meşgul .

Ne diyor?

Wilders, İslam’ı bir blok olarak kendine cephe almış. İslam düşüncesini her alanda hepsini yanlış buluyor. Entegrasyona inanmıyor. Müslümanları vahşi bir insanmış gibi gösteriyor. Daha doğrusu korku dağıtıyor. Ama çözüm noktasında hiçbir üreticiliği yok. Sadece her sorunun altında ne yapıp yapıyor bu işi Müslümanlara bağlıyor.

Avrupa sol partiler zayıflıyor mu?

Hollanda geneline baktığımız zaman şuan özellikle VVD, CDA gibi sağ partilerin büyük bir oy potansiyeli var. Sol merkez partiler ( SP, PVDA) popülaritelerini kaybettiler. Şu anda ki gündemde olan sorunlara çözüm noktasında fazla üretici olamıyorlar ve bundan dolayı da insanların merkez sağ partilere kaydığını görüyoruz. Merkez partilerde bu konuda bir baskı altında.

Hollanda hep sağ ve sol koalisyonlara yönetilen bir ülke. Wilders’in kazanması ülkeyi nasıl etkiler?

Hollanda hiçbir zaman sadece sol yada sadece sağ partiler tarafından yönetilmiş bir ülke değildir. Wilders’in büyük parti olarak çıkması Hollanda’yı çok büyük bir koalisyon krizine sokabilir. Çünkü ne sağda bir çoğunluk sağlayabilecekler ne solda bir çoğunluk sağlayabilecekler ve Wilders’e de hangi sağ ve ya sol parti destek verecek. Bir koalisyon çok zor kurulacak. Bir çok parti Wilders’e destek vermeyeceğini söyledi. Sağ ve sol partilerin birlikte bir koalisyon kurmaları gerekiyor. Bu da çok zor.