Türkiye'nin Kadın Meseleleri

Kadın yazarlar, sanatçılar, milletvekilleri, iş insanları, STK başkanları, aktivistler; siyaseti, bilimi, dini kimliği, modernleşmeyi, sosyal hayatı, şiddeti, çabayı, sorunları ve çözümleri kadın perspektifinden anlatıyor.

Türkiye’de Kadın Belgeseli Röportajları. Tarih : 2007 - 2008

Muazzez Ersoy

Muazzez Ersoy

 

Temkinli Adımlar

Muazzez Ersoy’un ‘Ben de varım’ dediği günlerden, zirveye ve ötesine giden yoldaki bir kadın sanatçı olarak düsturu: “Bastığın yeri, attığın adımı, çaldığın kapıyı, oturup kalkmasını bileceksin….”

Meslek hayatımla ilgili bu uzun yola çıkarken yoksulluğun getirmiş olduğu engellerim oldu. Allah’tan başka kimsem yoktu. Ne ben ne annem ne babam çıktığım bu yolculukta bilgi sahibi değildik. Tanıdığımız, bildiğimiz ya da ahbaplığına güvenebileceğimiz kimse de yoktu. Ben Allah’a sığınarak çıktım bu yola. Kendi kendime dedim ki “İnanıyorum, kötü hiçbir şey yaşamayacağım! Tabii ki zorluklar olacak ama zorluklarla mücadele edebilecek güce sahibim.” Böylece çıktım yola.

Müziğe Kasımpaşa’da Başladım…

Müzikle tanışmam çok küçük yaşlarda oldu. Annem zaten müziğe ve musikîye âşık bir insandı. Bana müzik sevgisini o aşıladı. Onun sevdiği şarkıları her gün ondan dinlerdim çocuk yaşta. Annem babam çalışırdı. Ben de evde yalnız kalınca süslü bir kumaş parçasını belime bağlar, kolonya şişesini mikrofon yapıp şarkı söylerdim.

Benim doğduğum semt fakir insanların olduğu bir semtti; Kasımpaşa’da dünyaya geldim. Çocukluğum orada geçti. O yoksul insanların düğünlerinde, kınalarında, sünnetlerinde, nişanlarında ben de çıkar şarkı söylerdim. İnsanlar bana sesimin çok güzel olduğunu söylerlerdi. Annemden aldığım bilgiler ışığında bu yola çıkmaya karar verdim.

Birlikte çalıştığımız kız arkadaşım bu konuya biraz soğuk baktı.  Kendisi şu anda çok önemli bir iş kadını. Soğuk bakmasının sebebi bu konuda bilgi sahibi olmamamdı. Benim için endişe ediyordu. Ben de Allah’ın en büyük destek olduğunu söyledim. Hakikatten tam da düşündüğüm gibi oldu. Ufak tefek hatalarım oldu ama büyük hatalardan Allah her zaman korudu. O yolda yürürken çok sıkıntı yaşadım. Yoksulluğun getirmiş olduğu sıkıntılar yaşadım. Tecrübesizliğin getirmiş olduğu bir takım meşakkatler yaşadım. Ama sıkıntıların yanı sıra güzel şeyler de yaşadım ve bugünlere geldim.

Doğru Yoldan Yürümek

Bir kadın olarak şunu da her zaman savunurum: Bastığın yeri, attığın adımı, çaldığın kapıyı oturup kalkmasını bilirsen zorlukların içinden çıkmayı başarırsın. Yeter ki ne istediğini bil. Düşünerek sağlıklı adımlar attığınız zaman varmak istediğiniz noktaya doğru yoldan varıyorsunuz. Bunun içinde birinci şart,doğru olmak, dürüst olmak, her şeyden önce ulaşmak istediğim hedefe doğru bir çerçeveden geçerek ulaşmak.

İlk Hocam Annem

Müzik konusundaki ilk öğretmenim annem. Çünkü benim annem daha önce müziğe olan sevgisinden dolayı Direklerarası’nda Necati Başaran Hoca’nın talebesiymiş. Ondan aldığı bilgileri direkt bana aktardı. Türk müziği ve halk müziği konusunda bütün bildiklerini bana aktardı. Ondan sonra ben çeşitli üstatlardan, hocalardan ders aldım. Bunlardan bazıları: İrfan Özbakır, Erol Sayan, Cahit Ünyaylar… Onlarla yaptığım çalışmalar oldu.

Sınırlarım Var…

Batılı sanatçıların kliplerinde, fotoğraflarında sınırlamaları yok ama ben kendi yaptığım işte her zaman bir sınır, bir kural koymuşumdur. Çocukluğumdan beri kuralları olan bir insanım.

Sansasyonu sevmem. İnsanlarla ya da meslektaşlarımla polemiğe girmem. Dekoltenin de benim için ölçüsü vardır. Her tarafı açık bir elbise giymeyi asla tercih etmem. Göğüs dekoltesi varsa diğer tarafları kapalı olmalıdır. Diz, belki dizin 4 parmak yukarısı; onun ötesi olmaz. Her zaman sınırlarımı korumaya çalışmışımdır. Özel hayatımın içinde de çerçevelerim, kurallarım vardır. Özel hayatımla ilgili konuları meslek hayatıma yansıtmamak adına çok büyük çabalar harcamışımdır.

Artık Hedefim Zirve Değil…

İlk zamanlar bu işin içinde ben de varım demeye başladığım o günlerde hedefim zirveydi. Sanatçı kimliğimle ve sanatçı kişiliğimle zirveyi de aştım. Zirve altımda kaldı diye düşünüyorum.

Şimdi herkesin bakış açısı tabii farklı farklıdır. Herkesin kendi bakış açısıyla bağlantılı olarak doğruları ve yanlışları vardır. Ama ben Türkiye’de yaşayan bir Türk kadını olarak, Allah’a şükürler olsun, şu ana kadar kadın olmamın getirdiği hiçbir zorlukla karşılaşmadım.

Benim hayatımda hiçbir zaman baskı olmadı. Bu yüzden de ben hiçbir zaman baskı unsurudur, diye düşünmem. Çünkü yeri göğü yaratan kâinatı yaratan o kâinatın içindeki o muhteşem güzellikleri yaratan bir güç var, bir kudret var. Allah, yani onun inancı, onun sevgisi ben de ve bütün gönüllerde var, diyorum. Bütün dünya insanlarının yüreğinde olan bir sevgi bu: Allah sevgisi. Ben bu sevginin apayrı bir dünya, apayrı bir şey, apayrı bir ruh olduğuna inanıyorum.